"her insan içinde bir oda taşır"
Yan komşu ne yemek yapıyor bilmiyorum ama burnuma kavrulmuş
soğan ve salça kokusu geliyor. Balkonda oturdum, turuncu minderin üzerine. Daha
sabah buraya koymuştum bunu. Belki üstüne oturur biri ve etrafı izler. Çünkü
bazen dünyanın biz hareket etmesek de döndüğünü hissedebilmek güzel olur.
Naneli limonata gibi ferahlatır. Hele ki yağmur sesini duyabiliyorsak, buzlu
naneli limonata gibi. Asfaltta biriken su birikintilerine çarpan otomobillerin
sesi de dahil olabilir balkonda oturmuş dünyayı dinleyen bir şehirlinin
işittiklerine.
İnsanlar yürüyor, şemsiyesiz. Çünkü ahmak-ıslatan yağmur bu.
Yazın ortasında üşüyebiliyoruz. Bilmiyorum daha fazla ne isteyebilirim? Ayak
parmaklarımı oynatıyorum düşünürken. Ne tuhaf. Bazı ciddi takıntılarım var. Son
zamanlarda fark ettim, önüne geçmezsem beni ele geçirebilecek bazı ciddi
takıntılarım var. Herkesten bağımsız, her şeyden bağımsız. İçimden küçük çaplı
bir kasırga geçti. Şu tam karşıdaki binanın çatısını(ama o bina buradan
görünmüyor) ve çevik kuvvet binasının otoparkındaki toplumsal olaylara müdahale aracını kattı rüzgarına.
Ben burada oturdum kedilerimle izledim. Çok sonra fark ettim bu havanın içime
sular serptiğini.
İyilerimle ve kötülerimle, yanlışlarımla ve doğrularımla balkonda
oturdum, kafamı sola çevirdim. Birileri Rusça konuşuyor. Hortum geldiği yere
döndü, boğazdan öte tarafa. Turuncu minder de benimleydi tüm süreç boyunca.
Kendimi tuvalete kapatıp ağladığım günleri şimdi düşünmek istemiyorum. İşte
şemsiyeli biri, ahmak değil herhalde.
Şarkılar çok tuhaf. Müzik üstüne konuşan insanları baştan
sona dinleyip duruyoruz. Ve ritimle uyumlu olarak ayak parmaklarımı
oynatıyorum.
Yan komşu ne yemek yapıyor bilmiyorum ama kokular değişmeye
başladı. Sabahtan beri de burnum tıkalıydı. Ne yalan söyleyeyim, ben pek insan
sevmiyorum. O yüzden dışarı çıkmadım ve acaba neler düşünüyorum bilmek
istediğim için meditasyon yaptım.
Kahkaha terapim işe yaradığı için mi salak salak
gülümsüyorum yoksa yağmur dizlerime değdiği için mi bilmiyorum.
Evet, dünya ben hareket etmesem de dönüyor. Olup biten her
şey kafamın içinde ve yine döndüm kendime. Bazen böyle olur. Ruhunuz sizi
bırakıp gitmiş gibi. Tüm eşyalarını toplamış, valizlere doldurmuş sizi terk
etmiş gibi. Ama merak etmeyin ufak bir seyahat bu sadece, sizi kendinize
getirecek. Bir süredir etrafta gezinen bir et parçasıydım. Gözlerimden su
akıyordu düzenli olarak. Hiçbir şey hissedemediğim için kendime yeni hisler
yarattım. İşte bunlar takıntılara dönüştü.
Sakin kafayla oturup, müzik üstüne konuşan insanları
dinleyip yoga matımı yere serince içim de biraz serinledi bugün. Ruhum geri
döndü. Acaba bunun turuncu minderi balkona koymamla bir ilgisi var mı? Bence
komşum tavuklu bir şeyler pişiriyor.
Herkesin kafasının içinde bambaşka bir dünya var uyduların
etrafında dönüp durduğu. Herkes çoraplarına o kadar takmış ki kimse ayaklarını
korumak için onları giydiğinin farkında değil. Acı çekmek de benim bir parçam.
Obsesifliklerim de. Sevdiğim şeyler de var sevmediklerim de.
En güzeli kabullenmek. Balkonda oturup dışarıyı izler gibi
kafamın içini izlemek.
Nefes al. Nefes ver. Lütfen kendini sev. Kafka da benim gibi
mi düşünüyor?
İçeriye göçmüş göğsü, dışarıya fırlamış omuzları, sarkmış kolları, güç bela oynatabildiği ayakları, belli bir noktaya sabitlenmiş bakışlarıyla orada dikilip duruyor. Bir ateşçi. Kömürü küreyip ocağın alev kusan ağzına boşaltıyor. Fabrikanın yirmi avlusunu kimseye gözükmeden sessizce geçmiş çocuk yaklaşıp önlüğünü çekiştiriyor. “Baba,” diyor çocuk, “çorbanı getirdim.”
Aşağıdaki kış toprağından daha mı sıcak burası? Çevredeki her şey aklar içinde yükselirken, kara olan tek şey kömür kovam. Önceden yukarılardaydım, şimdi en dipteyim; beni kuşatan tepelere başımı kaldırıp baktığımda boynum kopacak gibi oluyor. Donmuş beyaz zemin üzerinde çoktan geçip gitmiş kayakçıların izleri görülüyor yer yer. Ayaklarımın ancak birkaç santim gömülebildiği kalın kar tabakasında küçük kutup köpeklerinin ayak izlerini takip ediyorum. Binicilik anlamsız artık; atımdan inip kovamı omzumda taşıyorum." (Kafka, Mavi Oktav Defterleri)