My voice is heard. I am at peace.
Throat Chakra Painting by Catherine G McElroy
The day I got familiar with the term chakra, I
realised there were some certain problems with my Visuddha. I hadn’t had the physical symptoms in my body like
chronical sore throat or thyroid malfunction. It was a feeling rather than a
factual sign. I had always been shy and stubborn to communicate with others. I
had always had severe problems when I try to discuss something. I had thought I
was the right person all the time and I didn’t let people to speak their mind
while they are arguing something with me. So, you know, it was obvious that my
problem was with me, not with others. Because I was unable to talk to myself, I
had always run away from this stage of consciousness. It becomes more and more
complex and difficult to express your thoughts, feelings, creativity or
anything to somebody or to YOURSELF if you are too perfect to admit you have
some issues with the way you talk. It doesn’t necessarily have to be with the
words. It is the way of your movements, gestures, eyes, mimics, hands, body
language. There is you inside, trying to be heard, to stand there with your
voice. But you are ignoring the fact that decent communication is up to not
only speaking but also listening.
Communication is the connecting principle that makes
life possible. From the DNA encoded messages of living cells to the spoken or
written word, from the nerve impulses connecting mind and body to the broadcast
waves connecting continent to continent, communication is the coordinating principle
of all life. It is the means whereby consciousness extends itself from one
place to another.
Communication shapes our reality and creates the
future. If I say to you, "Bring me a glass of water," I am creating a
future for myself which contains a glass of water in my hand. If I say, "Please
leave me alone;" I am creating a future without you. From presidential
speeches and corporate board meetings to marital fights or children's bedtime
stories, communication is creating the world at each and every moment.
That’s why today I sat and
meditated to balance my throat chakra. Back-bending asanas always feel me more
comfortable when I am depressed. They make me realise the burden I put on my
chest. They make me notice how unfair I have been to myself just because I
think I am not capable. When I listen to myself and find something I don’t want
to hide anymore, I bring a new level of awareness for everyone and everything
around me. Feeling the cool air in my throat, the oxygen flowing in my blood,
the sense of refreshment. Being there, open to listen, open to communicate.
Our vocabulary affects our
lives whether we admit it or not. What we say becomes our reality, for it is
what we thought once. Our consciousness and thoughts are reflected to the
physical world directly with our speech our way of communication and it is
everything. Putting what we have our minds into words and symbols can be
interpreted as an art we create. Because each time we communicate we let the
words echo in the air, let others know our voice. While this is crucially
important why don’t we acknowledge what we have inside? Even if you do not
believe in chakras or energies, isn’t it necessary to communicate thoroughly?
Being harsh in our words or acts means being harsh in our minds to OURSELVES.
I can understand when my cats
are hungry through their voice or running to the kitchen. They can understand I
love them when they look at my face and blink their eyes. Trees communicate
with each other by their roots. The air communicate with us by the wind.
Everything in nature harmoniously has connections, and we shouldn’t break it
but should be a part of it. Before you hurt someone, try to listen to the
universe. But please don’t forget that the concept of the universe starts in
your awareness.
Namaste.
Çakra terimini öğrendiğim ilk gün
Visuddham ile ilgili bir problemim olduğuna emindim. Vücudumda boğaz ağrısı
veya tiroit rahatsızlığı gibi fiziksel belirtiler yoktu. Bu, somut bir
gerçeklikten çok bir histi aslında. Başkalarıyla iletişimim söz konusu
olduğunda ya çok inatçıydım ya da çok utangaç. Fikrimi karşımdaki insanlara
duyurmak tek amacımdı. Kimseyi dinlemeyi ihtiyaç olarak görmezdim. En haklı ve
doğru düşünen her zaman bendim. İnsanların fikirlerini dinlemez veya
önemsemezdim. Bana, kendi düşüncelerim dışında bir şeyi kabul ettirebilmek
neredeyse imkansızdı. Yani, problemin çevremle ya da insanlarla değil de
kendimle olduğu apaçık belli. Çünkü hiçbir zaman kendimi de dinlemiyordum.
Konuşma şeklimin yanlış olduğunu veya neden insanlarla konuşmadığımı
düşünemeyecek kadar mükemmel hissediyordum. Bu sadece kelimeler olmak zorunda
da değil. Jestleriniz, mimikleriniz, elleriniz, gözleriniz, vücut diliniz;
iletişim kurduğunuz kanal. İçeride siz varsınız, duyulmayı, öne çıkmayı, orada
olmayı istiyorsunuz. Ama doğru iletişimin sadece konuşmak değil aynı zamanda
dinlemekten de geçtiğini unutuyoruz.
İletişim,
hayatı oluşturan bağlayıcı bir unsurdur. DNA’daki kodlanmış canlı hücrelerin
mesajlarından tutun da sözlü veya yazılı kelimelere, zihni ve vücudu bağlayan
sinir uçlarından kıtaları bağlayan yayın dalgalarına kadar iletişim, tüm
yaşamın koordine edici ilkesidir. Bilincin kendisini bir yerden diğerine
yaydığı araç budur.
İletişim
gerçekliğimizi şekillendirir ve geleceği yaratır. “Bana bir bardak su getir,”
diyorsam, elimde bir bardak su bulunan kendim için bir gelecek yaratıyorum.
"Lütfen beni yalnız bırak;" dersem içinde senin olmadığın bir gelecek
yaratıyorum. Cumhurbaşkanlığı konuşmalarından ve yönetim kurulu
toplantılarından evlilik kavgalarına veya çocukların yatmadan önceki
hikayelerine kadar, iletişim her an dünyayı yaratıyor.
Bu yüzden bugün boğaz çakramı
dengelemek için oturdum ve meditasyon yaptım. Geri kıvrılan(back-bending)
asanalar, depresyondayken beni her zaman daha rahat hissettiriyor. Göğsüme
yüklediğim yükün ağırlığını, bilinçli bir şekilde anlamamı sağlıyorlar. Sadece
bir şeyleri yapamayacağımı düşündüğüm için kendime ne kadar adaletsiz ve kötü davrandığımı
fark etmemi sağlıyorlar. Kendimi dinleyip artık içeride saklamak istemediğim
bir şey bulduğumda, aslında etrafımdaki herkes ve her şey için yeni bir
farkındalık düzeyi yaratıyorum. Boğazımdaki serin havayı, kanımda akan
oksijeni, ferahlığı hissederek.
Kelimelerimiz, kabul etsek de
etmesek de yaşamlarımızı etkiliyor. Söylediklerimiz gerçekliğimiz oluveriyor,
çünkü kelimelerimiz aslında düşündüklerimiz. Bilincimiz fiziksel dünyaya
doğrudan konuşmamızla, iletişim biçimimizle, yansır ve bu aslında her şeyi
açıklıyor. Aklımızdakileri kelimelere ve sembollere sığdırmak, yarattığımız bir
sanat eseri olarak bile yorumlanabilir. Çünkü ne zaman iletişim kursak,
kelimelerin havada yankılanmasına izin veriyoruz, başkalarına sesimizi duyuruyoruz.
Çakralara veya enerjilere inanmasanız bile, tam ve doğru olarak iletişim
kurmamız gerektiği gerçeğine ne diyeceksiniz? Sözlerimizde veya
davranışlarımızda kaba olmak, kendimize, kendi benliğimize sert olmak anlamına
geliyor.
Kedilerimin sesinden veya mutfağa koşma
şekillerinden aç olduklarını anlayabiliyorum. Veya onlar yüzüme bakıp gözlerini
kırptıklarında, onları sevdiğimi fark ettiklerini biliyorum. Ağaçlar
birbirleriyle kökleri sayesinde iletişim kuruyorlar. Hava bizimle rüzgar
aracılığıyla iletişim kuruyor. Doğada her şeyin ahenkli bir bağlantısı var ve olan
biteni bozmak yerini bunun bir parçası olmalıyız. Birine zarar vermeden önce,
evreni dinlemeye çalışın. Fakat var olan evren kavramının sizin bilincinizde başladığını
lütfen unutmayın.
Namaste.
Comments
Post a Comment