day 14 / yoga & wellness fest



özür dilerim adriene ama bugün yoga revolutiona ara verdim çünkü sabah erkenden kalkıp yoga & wellness festivaline gittim. açıkçası giderken beklentimi düşürmüştüm çünkü aşırı kapitalist bir yaklaşım olacağını tahmin edebiliyordum. yanılmadım da. yok enerjili taş standı yok yüzde yüz pamuktan yapılmış gömlek standı. organik yiyecek standı falan. hoşuma gitmedi. yoga seansı arasında bunların anons edilmiş olması hele hiiiiç hoşuma gitmedi.
2 yoga 1 meditasyon uygulama dersine katıldım. yoga hakkında hiçbir bilgi verilmeden hareketler anlatılmadan bodoslama derse geçildi 1. seansta. orada hiç yoga yapmamış insanlar vardı neticede. en azından hareketleri nasıl yapmaları gerektiği anlatılabilirdi. bunun yerine hızlıca o hareketten diğerine aktık. konsantrasyon 0dı. 2. seans kısmen daha iyiydi. en azından hareketlerden ve etkilenen kaslardan ayrıca ana odaklanmaktan bahsettik. nefesin önemini vurguladık. biraz daha yogaya benzer bir şeyler yaptığımız kesin. 


bende genel olarak şu izlenim oluştu. buraya bilen birini çıkaralım işte o an aklına gelen bi şeyleri yapsın. akış yoktu. hissedemedim. ama neredeyse her hareketi yapabildiğim için mutluyum. meditasyon güzeldi. geçen sefer katıldığımdan farklı olarak yatarken meditasyon yaptırdı bu eğitmen. başarılıydı ama zihin rahatlatmak için geçmiş kızgınlıklarımıza odaklanmış olmak beni yordu. 2 saat kime kızgınım diye düşündüm... kimseyi bulamadım ki bu da beni epey mutlu etti. affetmeyi beklediğim kimse yok. büyük rahatlık. 
meditasyonun bir bölümünde ayak parmaklarımı oynatamayacak kadar ilerlemiştim. sadece zihnimde vardım. eğitmenin anlattığı ormanın içinde geziniyordum. bir bahçe hayal etmemizi istedi. GÖNÜL BAHÇEMİZ. içinde de bir sürü çiçek olacakmış. hayal edemedim. bildiğim çiçek yok. şaka  gibi ya çiçeklerle dolu bahçe hayal edemedim. aklıma myazaki anime filmleri geliyor sadece böyle bir şey hayal etmemi söylediğinde. ve karanlıktan aydınlığa çıkmamızı istedi bi aşamada. benim beynim yürüdüğüm yolun bir tarafını güneşle dolu aydınlık diğer tarafınıysa kapkaranlık hayal etmişti... ben de aydınlık olan tarafa yöneldim o öyle diyince. ilginçti yani. ama tam böyle aştım kendimi gidiyorum vücudum çok ağır zihnim tertemiz burnuma geldi bir sinek kondu. hop birden ayak parmak ucumdan beynime doğru zınnnkkk diye bir ürperme/enerji akışı oldu. kendime geldim bir daha da konsantre olamadım. 
ama elbette öğrendiğim, kendime kattığım şeyler de oldu. mesela animal flow hakkında bilgi edindim. ve artık kol kaslarımı güçlendirmek için araştırmaya koyulup deniycem... bugün instagramda gördüm ki sarah da handstand atölyesinde aynı duruşu yaptırıyor. biraz bilgi toplayıp dökcem buraya.
ve 2. seanstaki eğitmen çok güzel bir şey söyledi. "yoga, sen pozdan çıkmak istediğinde başlar." yani vücudun o pozda rahat değilse ve sen o şekilde durmak istemiyorsan SENİN yogan başlamış oluyor. bu çokk hoşuma gitti. çok tatlı biriydi zaten. ama genel olarak bu festivali düzenleyen adamı hiç sevmedim ve samimi bulmadım. her kimse baya ünlü biri sanırım herkes fotoğraf çektirip durdu onunla.
artık extended hand to big toe pozunu büyük rahatlıkla yapabiliyorum bakın.

genelde anksiyete basar toplulukta ne fotoğraf çektirirm ne böyle şeyler yaparım ama bu kez yaptım hem de hiç umrumda olmadı çünkü bakın ne kadar da tatlı görünüyorum. metroda utthita hasta padangusthasana yapan bir kızzzz!!

sabah kalkıp hiçbir şey yemeden gitmiştim festivale. 3 saat boyunca orada durdum bir şey yemeden ve hiç de aç hissetmedim. çıkışta canım kardeşimle güzel bir yemek yedım & kahve içtim. sonra zaten yağmur yağmaya başladı. bilmiyorum festivale ne oldu ama açık havada devam etmeleri zordu bence... 
yarın da var. benim YDS sınavına girmem gerek. ayrıca hiç de hevesli değilim gitmeye. yoga & wellness festivali beni kazanamadın kardeşim.. ama sayende güzel bir gün geçirdim. 
NAMASTE.



Comments