day 6 ATTENTION
gün geçtikçe hareketlerin kolaylaştığını görmek önceden alışık olduğum bir şeydi zaten. çünkü belirttiğim gibi 30-40 günlük yoga serüvenlerim oluyor son 3 yıldır belirli aralıklarla
bugün yogaya nasıl başladığımı düşündüm. anlatayım:
yogaya başlamadan önce evde kendi kendime pilates & cardio çalışıyordum. yine youtubedan yararlanıyordum ve bahsetmeden geçmek istemiyorum popsugar fitness harika bir kanal. evde fit kalmak için muazzam. ayrıca pilates videoları da var. çok eğlenceli ve eğiticiler.
gel zaman git zaman pilates yapma işini abarttım gittim pilates topu aldım. gün bitse de eve gidip spor yapsam diye bekliyodum. kendimi odaya kapatıp 40-50 dk spor yapıyodum ve bu beni çok mutlu ediyodu. bir ara ebru şallının videolarını izleyerek de pilates yaptım. bence kendisi gayet iyi bir eğitmen. direktifleri net ve karşısındakinin fiziksel durumunu göz önünde bulundurarak konuşuyor & hareket ediyor. görünenin aksine şov amacı gütmeden. bu yüzden sonra da gidip ebru şallı DVDsi satın almıştım. fakat okul yoğunlaştı, ben bunalıma girdim, bir şeyler yolunda gitmedi ve sporu yaavaş yavaaaş bıraktım.
işte sporu bıraktıktan sonraki günlerden birinde okulda arkadaşlarımla sohbet ediyorduk ve içlerinden biri (galiba onur'du bu) dedi ki ben de yogaya başlıyorum. dedim aa kursa mı gideceksin. yoo dedi youtubedan yapıyorum. hmm..
pilates youtubedan yapılır çünkü hareketi gösteriyor sen yapıyorsun sayıyorsun nefes al ver hop bitti gitti. ama yoga öyle mi?? hiç değil. bu yüzden yoganın youtubedan yapılabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. kaldı ki yoga yapmak da aklımın ucundan pek geçmezdi.
sohbet ettiğimiz günün akşamında mı yoksa takip eden günlerde mi bilmem ben youtubeda yoga dersi aradım. bilin bakalım kimi buldum?? adriene. o zamanlar daha az tanınıyordu videoları da daha az profesyoneldi. (2015'ten bahsediyorum) ama adriene'in tarzı, videoları benim yogaya olan bakış açımı farklı bir yönde temellendirdi. yogaya zihnimi daha çok dahil etmem gereken bir SPOR gözüyle baktım yıllarca. ve yoga yaparken esneme temelli spor yaptığımı düşündüm. yine de daha önceki deneyimlerimden farklıydı tabii.
çünkü adriene'in stili bu. asana odaklı dersem ona haksızlık etmiş olurum ama zihin odaklı olmadığı çok bariz ki bu konuda da suçlayamam onu çünkü youtubeda fazlası beklenemez.
düzenli-düzensiz adriene ile yoga yaparak bu günlere geldim.
bu yılki yoga gününde yani 21 haziran 2018de ilk kez toplulukla yoga yaptım. istanbul yoga merkezinin kalamış parkındaki etkinliğine katıldım. gerilirim, yapamam, insanlara uyuz olurum falan diye düşünüyodum. beklentimin çok üstünde bir yoga seansı oldu. her şeyden önce adriene'in derslerinden çok farklıydı. bu beni biraz sarstı. aceleyle o hareketten diğerine koşmadık. tam olarak bir akış da olmadı ama duruşlar arasındaki bağlantılar çok netti. daha önce hiç görmediğim, denemediğim asanalar öğrendim. her asananın vücuduma farklı bir fayda kattığını daha iyi kavradım. (çünkü eğitmen her hareketin nereye nasıl bir fayda sağlayacağını da söylüyordu). yani onca insana rağmen çok huzurlu ve verimli bir dersti. daha güzeli devamındaki meditasyon seansıydı. (gerçi onda biraz ayağım uyuştu çünkü yarım saat hiç kıpırdamadan lotus pozisyonunda kaldık)
genelleyecek olursak ciddi anlamda "vay be yoganın böyle bir tarafı da varmış" diyebildim o gün.
ve şimdi gururla söylüyorum ki istanbul yoga merkezinin yoga eğitmenliği eğitimine bu kış başlıyorum. bu kararı almam o günden öncesine dayanıyor çünkü ben yoga yapmayı çok seviyorum. kendimi geliştirmemin temeli pratik yapmama dayanıyor. sıradan bir yoga kursuna katılmak bana tam olarak istediğimi katmazdı. ben bu konuda uzmanlaşmak istiyorum. vücudumla beraber zihnimi de eğitmek istiyorum. bu yüzden çok heyecanlıyım. kasım ayını iple çekiyorum diyebilirim.
(bu arada bu eylül ayı son 17 yıldır okula başlamayacağım ilk eylül ayı. çok tuhaf)
yoga serüvenimde bahsetmem gereken bir gün daha var aslında. o da hindustan'da, udaipur'da her sabah 8.15'te, ücreti katılımcıların belirlediği ve benim maalesef yalnızca bir gün dahil olabildiğim bir yoga seansı. ama bu başka bir güne kalsın. biraz bugün yaptığım yogadan bahsedip bitireyim.
adriene bugünü karın kaslarına ayırmış. yaparken hiç zorlanmadığımı fark ettim ama nedenini bilmiyorum. karın kaslarım düşündüğümden güçlü olabilir. bence yoga yaparken her şeyin bağlandığı nokta karnınız. ne yaparsanız yapın karnınızı çalıştırıyor oluyorsunuz. bu benim varsayımım. bir kaynağa dayanarak söylemiyorum :(
en sevdiğim pozlardan birini yaptım. sphinx pose. yani ardha bhujangasana. back bend pozisyonlarının en temeli.
bugün yogaya nasıl başladığımı düşündüm. anlatayım:
yogaya başlamadan önce evde kendi kendime pilates & cardio çalışıyordum. yine youtubedan yararlanıyordum ve bahsetmeden geçmek istemiyorum popsugar fitness harika bir kanal. evde fit kalmak için muazzam. ayrıca pilates videoları da var. çok eğlenceli ve eğiticiler.
gel zaman git zaman pilates yapma işini abarttım gittim pilates topu aldım. gün bitse de eve gidip spor yapsam diye bekliyodum. kendimi odaya kapatıp 40-50 dk spor yapıyodum ve bu beni çok mutlu ediyodu. bir ara ebru şallının videolarını izleyerek de pilates yaptım. bence kendisi gayet iyi bir eğitmen. direktifleri net ve karşısındakinin fiziksel durumunu göz önünde bulundurarak konuşuyor & hareket ediyor. görünenin aksine şov amacı gütmeden. bu yüzden sonra da gidip ebru şallı DVDsi satın almıştım. fakat okul yoğunlaştı, ben bunalıma girdim, bir şeyler yolunda gitmedi ve sporu yaavaş yavaaaş bıraktım.
işte sporu bıraktıktan sonraki günlerden birinde okulda arkadaşlarımla sohbet ediyorduk ve içlerinden biri (galiba onur'du bu) dedi ki ben de yogaya başlıyorum. dedim aa kursa mı gideceksin. yoo dedi youtubedan yapıyorum. hmm..
pilates youtubedan yapılır çünkü hareketi gösteriyor sen yapıyorsun sayıyorsun nefes al ver hop bitti gitti. ama yoga öyle mi?? hiç değil. bu yüzden yoganın youtubedan yapılabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. kaldı ki yoga yapmak da aklımın ucundan pek geçmezdi.
sohbet ettiğimiz günün akşamında mı yoksa takip eden günlerde mi bilmem ben youtubeda yoga dersi aradım. bilin bakalım kimi buldum?? adriene. o zamanlar daha az tanınıyordu videoları da daha az profesyoneldi. (2015'ten bahsediyorum) ama adriene'in tarzı, videoları benim yogaya olan bakış açımı farklı bir yönde temellendirdi. yogaya zihnimi daha çok dahil etmem gereken bir SPOR gözüyle baktım yıllarca. ve yoga yaparken esneme temelli spor yaptığımı düşündüm. yine de daha önceki deneyimlerimden farklıydı tabii.
çünkü adriene'in stili bu. asana odaklı dersem ona haksızlık etmiş olurum ama zihin odaklı olmadığı çok bariz ki bu konuda da suçlayamam onu çünkü youtubeda fazlası beklenemez.
düzenli-düzensiz adriene ile yoga yaparak bu günlere geldim.
bu yılki yoga gününde yani 21 haziran 2018de ilk kez toplulukla yoga yaptım. istanbul yoga merkezinin kalamış parkındaki etkinliğine katıldım. gerilirim, yapamam, insanlara uyuz olurum falan diye düşünüyodum. beklentimin çok üstünde bir yoga seansı oldu. her şeyden önce adriene'in derslerinden çok farklıydı. bu beni biraz sarstı. aceleyle o hareketten diğerine koşmadık. tam olarak bir akış da olmadı ama duruşlar arasındaki bağlantılar çok netti. daha önce hiç görmediğim, denemediğim asanalar öğrendim. her asananın vücuduma farklı bir fayda kattığını daha iyi kavradım. (çünkü eğitmen her hareketin nereye nasıl bir fayda sağlayacağını da söylüyordu). yani onca insana rağmen çok huzurlu ve verimli bir dersti. daha güzeli devamındaki meditasyon seansıydı. (gerçi onda biraz ayağım uyuştu çünkü yarım saat hiç kıpırdamadan lotus pozisyonunda kaldık)
genelleyecek olursak ciddi anlamda "vay be yoganın böyle bir tarafı da varmış" diyebildim o gün.
ve şimdi gururla söylüyorum ki istanbul yoga merkezinin yoga eğitmenliği eğitimine bu kış başlıyorum. bu kararı almam o günden öncesine dayanıyor çünkü ben yoga yapmayı çok seviyorum. kendimi geliştirmemin temeli pratik yapmama dayanıyor. sıradan bir yoga kursuna katılmak bana tam olarak istediğimi katmazdı. ben bu konuda uzmanlaşmak istiyorum. vücudumla beraber zihnimi de eğitmek istiyorum. bu yüzden çok heyecanlıyım. kasım ayını iple çekiyorum diyebilirim.
(bu arada bu eylül ayı son 17 yıldır okula başlamayacağım ilk eylül ayı. çok tuhaf)
yoga serüvenimde bahsetmem gereken bir gün daha var aslında. o da hindustan'da, udaipur'da her sabah 8.15'te, ücreti katılımcıların belirlediği ve benim maalesef yalnızca bir gün dahil olabildiğim bir yoga seansı. ama bu başka bir güne kalsın. biraz bugün yaptığım yogadan bahsedip bitireyim.
adriene bugünü karın kaslarına ayırmış. yaparken hiç zorlanmadığımı fark ettim ama nedenini bilmiyorum. karın kaslarım düşündüğümden güçlü olabilir. bence yoga yaparken her şeyin bağlandığı nokta karnınız. ne yaparsanız yapın karnınızı çalıştırıyor oluyorsunuz. bu benim varsayımım. bir kaynağa dayanarak söylemiyorum :(
en sevdiğim pozlardan birini yaptım. sphinx pose. yani ardha bhujangasana. back bend pozisyonlarının en temeli.
görünüşü çok basit. ama görünüşe aldanmayın. bu hareketi yaparken ellerinizin ve ayaklarınızın konumu, duruşu ve aktifliği çok önemli yoksa sadece yüzüstü yatıp tavana bakmış olursunuz. boynunuz içeri göçmemeli. ayak ve el parmaklarınızla zemine baskı uygulamalısınız. (ama kendinizi kasacak kadar değil) üst kol kaslarınızı dışarı yönlendirmeli ve karın kaslarınızı sıkmalısınız.(ki ayak parmaklarınızla yere baskı uyguladığınızda bunu zaten yapmış oluyorsunuz bu da vücudun harika bir bütün olduğunun kanıtı.) bu pozu aslında ben de yapıp gösterebilirdim ama ne yalan söyleyeyim fotoğraf çekmeye üşendim.bu uzun ve epey kişisel yazıyı kimsenin okumayacağını düşünerek günlüğüme burada son veriyorum.
daha öğrenecek çok şey var.
xx
Hayırrrr bu uzun yazıyı okudum, çok güzeldi ilham geldi hatta kalkıp yoga yapıcam :'))
ReplyDeleteYAŞASIN!
Delete